Aşka Dair

Hakan Sarıkaya tarafından tarihinde yayınlandı

396 views

Aşka dair olarak onlarca yazılsa da cümleler, şiirler ve romanlar. Bitmez, bitemez çünkü insan varken aşk da var olacaktır kainatta.
Hani yanınızdadır aşk olanınız içiniz yanar bir yanardağ gibi. Hem yakar kendini hem de yakar karşısındakini. Göremediğiniz zamanları ne uzun zamanlar olarak yaşarsın oysa geçmiştir henüz on dakika.
Uzaklarda olduğunda nefes alamadığınızı yaşar dalarsınız uzaklara. Sanki görecekmiş gibi dalıp gittin onun olduğu tarafa, iç çekersin umutsuzca.
Sevmelere bıkmadığın bu gönül oyunlarında bir rolün vardır artık Oscar alırcasına. Seversin gözyaşı dökersin. Terki diyar eyleyip gider yine dökersin gözyaşı sanki amaç ağlamakta bahane için mi seversin sevdiğini, bilemezsin nefrete eşdeğer sevgini.
Bir gelse de sarılsam boynuna diye beklerken özlemle. Diğer taraftan sitemleri dizersin dudaklarında doksan dokuzluk tesbih ile.
Gözlerinin baktığı yerde belirir cemali bir anda ve yüzünde bir tebessüm belirir kendi kendine. İstemsizce oluverir kalpten gelen tepkilerle. Güzeldir, özeldir ayrı bir yeri olmuştur kimsenin giremediği yüreğinde.
Çok basit bir nesnenin değeri dönüşür paha biçilmez bir cevhere. Çünkü ona aittir, ondan gelmiştir. Bir taş parçası bile ne anlamlar kazanmıştır, sana getirmiştir kendi elleri ile. Bu senin için benden bir hediye ama ne hediye dünyaları verseler karşılık bulmaz senin gözünde.
Uykusuz kaldığın gecelere, sığdıramazsın anıları anlatırsın saatlerce. Dinlersin karşında gibi söylesin diye beklersin seni seviyorum delicesine. Çünkü bıkmazsın sende söylersin seni seviyorum binlerce.
Karalarsın onun için birkaç satır ilmi sende olmasa bile, yazarsın kıtalar mısralar içi aşk dolu kelimelerle.
Oysa seven herkes belki de yapıyordu bunları sevdiğine ama sen kimseyi göremezsin çünkü kimse sevmiyor kimseyi senden fazla delicesine.
Ey aşk ne büyük nimetsin ne büyük mucizesin içimizde beynimizde. Canlar alırsın canilerle, canlar verirsin yürekten sevip değer verenlerle.
Bırakma ellerini, bırakma gönlünü girmeden kara toprak altına. Bir gün göçüp gidersen uzaklarına sevmekten usanma, haykır sevdanı Mecnun gibi sende Leylana.
Sevmek için bir bahane bulmak mı evet onlarcasına sebep var aslında. Asılıdır resimler bakılan duvarlarda. Hangi odaya girsen anlatır bir anı sinmiştir hanemin her yanına.
Fincan garip durur rafında hasrettir senin gibi ona onun kokusuna sohbetini hatırlar senin gibi sanki yüreği var kulbunda.
Eşyaların bile mahzun hatıraların koynunda merdiven, masan, perden ve koltuk hatırlatır onu da kokusunu da. Unutmadın ben elinden bir su içmeyi su bahane aslında unutamam onu sevmeyi.
Ey aşk ben bakmaya doyamadım yârimin cennet gözlerine. Gül verin sevdiğinize kalsın kokusu ellerinizde. Bir tutam söz olsun gönlünüze…

Hakan Sarıkaya

Kategoriler: Edebiyat

0 yorum

Bir cevap yazın

Avatar placeholder

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

RSS
Follow by Email
Instagram