Bir Manik Anatomi – İlişkiler*

Özgür Ece Kandil tarafından tarihinde yayınlandı

396 views

*Serinin ilk yazısı : https://www.absurddergi.com/bir-manik-anatomi-cocukluk/

**Serinin ikinci yazısı : https://www.absurddergi.com/bir-manik-anatomi-genclik

Hastalığını kabul etmişti nihayet babası ve kardeşi sayesinde. Artık önüne bakması, sosyal hayata karışması ve geleceğini planlaması gerekiyordu. Öncelikle okuluna önem vermeye başladı. Derslerini bir an önce bitirerek mezun olacak hemen hayata karışacaktı. Aslında geçmişte yaşadığı tüm olumsuz şeylerden sonra hayattan çok bir beklentisi yoktu. Mutlu bir yuva, sabit bir iş, iyi arkadaşlar.. Hepsi bu kadardı.

Okulunu bitirdi. Yeni bir işe başladı. Bu dönemden korkuyordu. Çünkü hastalığı ağır yaşayan bazı kişiler işlerinde tutunamıyor, sürekli iş değiştiriyor, insanlarla iletişim problemleri yaşıyordu. Güveni yoktu kendisine karşı. Korkuyordu.. Ama çalışma arkadaşları ona destek oldu ve işine adapte olabildi. Zaman zaman ataklar geçiriyor; ancak bunun farkında olduğu için kolayca atlatabiliyordu. Bir şeylerin ters gittiğini anladığında doktoruna koşuyordu. Yıllar içinde kendi kendisinin doktoru olmuştu, vücudunu, beynini iyi tanımaya başlamıştı. Zaman bu şekilde devam ederken bir arkadaşı onu beğendiğini ifade etti. O da babasında olduğu gibi sığınacak bir dal arıyordu. İşte hem onu beğenen hem de ona babalık yapacak biri karşısındaydı. İlk yanlışını burada yaptı. Kendisine “eş” değil “baba” seçmişti. Hemen sığındı ona. Kanatları altına girdi. Kendini güvende hissediyordu. Bir problem olduğunda yanına koşacak “kahraman”ı vardı artık. Her şeye karşı koyabilirdi. Öyle de oldu. Evlendiler kısa zamanda. Eşine anlatmıştı hastalığını. O da anlayışla karşıladı. Ona hep destek oldu. Atladığı şey “bir şeyi yaşamadan ne olduğunu hissedemezdin”. Karşı tarafa dertlerinizi anlattığınızda sizi dinler ve kendilerince yargılarlar. Bu kişi yakınınızsa size “Seni anlıyorum” gibi cümleler kurar. Ancak bir şeyi hele böyle psikolojik olayları anlamak o kadar kolay değildir. Bazı durumlar karşısında “Ya, bu da hastalıkla ilintili olamaz, hep de bunun arkasına sığınıyor” dediğiniz olaylar olabilir. Ama unutmayın, evet, hepsi hastalıkla ilintili ! Hayatı boyunca bunu yaşayacak ve siz güçlü durmak zorundasınız. Çünkü bu iki taraf için de hiç kolay bir durum değil. Eşi için de kolay olmamıştı. Evlilikleri güzel gidiyordu. Ara sıra atışsalar da geçinip gidiyorlardı. Derken bir bebek haberi geldi. Çocukları olacaktı. Nasıl korktu hastalığını ona aktaracak diye. Hiç istemedi. Bir yandan da kalbi deli gibi o çocuğu istiyordu. Kendi çocukluğunda yaşayamadıklarını çocuğuyla yaşayacaktı. Onunla ilgilenecekti, oyunlar oynayacaktı, iyi bir anne olacaktı. Eksikliğini hissettiği her şeyi onda tamamlayacaktı. Tabi bu dönemde ilaçlarını kesmek zorunda kaldı. Ancak bu öyle mucizevi bir şeydi ki, vücudun tüm hormonları bu dönemde dengeye giriyor. Hayatında hiç olmadığı kadar iyi hissediyordu kendini, dışarıya da yansıtıyordu. Hamilelik dönemi çok güzel geçti. Sabırsızlıkla oğlunu kucağına alacağı günü bekliyordu. Kardeşi gibi yakışıklı bir oğlan olacaktı.. Derken kucağına aldı yaşam hevesini.

İşte ne olduysa bu dönemde oldu. Doğum sonrası sendroma girdi. Oğlunu istemedi. Zaten ilaçlarını kullanamıyordu, bir yandan da bu. Yanında destek olarak ailesi vardı; ama o kimseyi görmüyordu. Yemek yemedi, beslenemedi, besleyemedi. En çok kocasını istedi yanında; o da işleri çok önemliymiş gibi hep mesaiye kalıyordu. Anlam veremiyordu bu duruma. Hani aile olmuşlardı, mutlulardı… Bu süreç zaten yeni anne babalar için oldukça zordur. Ancak bir de mani döneminde bir eş varsa işler daha karmaşık hale gelebilir. Biraz zaman geçmişti ki kafasında hep şüpheler dönmeye başladı. İçi içini yemeye başladı, eşiyle kavgalar başlayıp gitti. Tahammül edemiyordu hiçbir şeye. Eşi de bu durumdan yılmıştı. Daha ne kadar sabredecekti? Hayatını buna, iyileştirmeye mi adayacaktı? Evlenirken söz vermek kolaydı; ama işler gerçek hayata geldiğinde uygulaması zor oluyordu. Sabır gerektiriyordu. Her ne kadar karısı bilinçli bir hasta olup ilaçlarını düzenli kullansa da işte böyle özel durumlarda elinde olmayan sebeplerle ilaçlarını kullanamıyordu. Ve sürekli aynı döngüde küçücük şeyler için birbirlerine kırıcı laflar ediyorlardı. En sonunda dayanamadı. Yıldı.. Yapamadı.. Ona göre değildi. Bu sorumluluk ağır geldi. Her insan yapmak zorunda değildi ki.. Ansızın gitti..

Kocası da terketmişti işte. Annesi karnındaki göbek bağından kalan izi, kocası da yastıktaki çukuru bırakmıştı ona. Herkes terketmek zorunda mıydı? O hep yalnız mı kalacaktı? Ya ölüp giderler ya terkedip… Onu öldürmeyen şey güçlendirecekti. Başka yolu yoktu. Neyse ki oğlu vardı. Sarılacaktı hayata. Onun için. Bu süreçten sonra doktoruna daha sık gitmeye başladı. Çok uzun bir süre geçmesi gerekti aktif hayata dönebilmesi için. Geçmişin travması tekrar canlanmıştı içinde. Hastalığın olması değildi problem, geçmişin tekerrür etmesiydi travmaları tetikleyen. Uzun süren tedavi, hastaneye yatışlar sonrası aktif hayata yavaş yavaş dönmeye başladı. Oğlu da büyüyordu. Onunla daha çok vakit geçirip daha iyisini yapmaya çalışıyordu. Hayatta sevgisini gösterdikten sonra onu terketmeyeceği tek kişi olana sarıldı sıkıca…

Kıssadan hisse; mental hastalıklar zorlu, çetin bir hayatı peşinde barındırır. Bu yolda yürümek de yoldaş olmak da zordur. Sabır gerekir engelleri aşabilmek için. Bu kişiler tedavileri iyi gittiğinde sizi dünyanın en mutlu insanı yaparlar. Çünkü kendileri mutludur. Ama işler sarpa sarıp ters gittiğinde hayatı zindan edebilirler kendilerine de sizlere de. Bu nedenle çevrenizde, ailenizde mental hastalığı olanlar varsa damgalamayın. Günümüzde bunları yaşayan ama tanısı konmamış yüzlerce binlerce kişi var. Bir kişinin genetik, suçu olmayan hastalığı neticesinde ailesi, eşi, çocuğu vb. birçok kişi etkileniyor. Önemli olan şey bu kişileri topluma kazandırmaktır. Zorlu yolda olan tüm hasta ve hasta yakınları daha çok bilinçle daha kaliteli bir hayat seviyesine yükselecektir.

Özgür Ece Kandil

Kategoriler: Edebiyat

0 yorum

Bir cevap yazın

Avatar placeholder

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

RSS
Follow by Email
Instagram