Sosyal Girişimcilik (Mitler ve Gerçekler)

İlhan Vardar tarafından tarihinde yayınlandı

819 views
Efsane ve Gerçekler, Yanlış Kanaatler
Mitler ve Gerçekler

Son 5 yıldır sanırım ülkemize giren bir kavram var. “Sosyal Girişimcilik”. Hatta sosyal bir belediyemiz konu ile ilgili yoğun çalışmalar yapıyor. Bir STK üyesi olduğum için STK adına bu eğitimlere şahsen de katılıyorum.

5-6 saatlik eğitimlerden sonra aklıma yatmayan bir yığın konu olduğunu gördüm. Sorduğum sorulara da ikna edici ve bilimsel yanıtlar alamadım.

Aklımda kalan,  kişi olarak bir projem varsa özel firmalar ve Sosyal Belediyecilik beni sponsorlarla buluşturuyor ve fikrim onlara göre de sömürüye dayalı bir fikirse bana maddi destek vererek şirketimi kurup dünyaya bir kapitalist daha kazandırıyorlar.

Bununla da kalmıyor belediyeye danışman olan uluslararası danışman firmalara senin, benim paralarım aktarılıyor.

Bu kapitalist sisteme aktarılan kaynaklar STK’lara aktarılsa işte o zaman ben “Sosyal Belediyecilik” derim buna.

Ve bu sistemin toplumsal olduğunu iddia ediyorlar ki en acı tarafı da sosyal bir belediye olduğunu iddia eden yöneticilerin kapitalist sisteme hizmet etmeye gönüllü olmaları.

Acaba yanılıyor muyum aklım veya bilimsel yaklaşımım beni yanıltıyor mu diyerek bu ne menem şeyin ne olduğunu dünya uygulamalarını araştırayım dedim.

İşte araştırma sonuçları : 

Sosyal Girişimcilik kavramı 1980’lerde ortaya çıktı ve o zamandan beri daha fazla ivme kazanıyor. 

Bu gerçeğe rağmen, kavramı tanımlamak için ortak bir zemin bulmaya yönelik onlarca yıllık çabaların ardından, hala bir fikir birliğine varılamadı.  

Bir grup yazar , ana akım tanım olan girişimcinin kişiliğine odaklanır. JG Dees, Sosyal Girişimciliğin özellikle yaratıcı ve yenilikçi bir liderin  yaratılması olduğunu savunuyor. (Bir lider kısacası yeni bir kapitalist yaratma-İ.V.)

David Bornstein , birçok sosyal girişimcinin kullandığı yaratıcı, geleneksel olmayan stratejiler nedeniyle, “sosyal yenilikçi” terimini sosyal girişimci ile birbirinin yerine kullanmıştır.

Sosyal girişimciliğin ne anlama geldiğine dair daha net bir tanım için, sosyal girişimciliğin işlevini diğer gönüllü sektör ve hayırseverlik odaklı faaliyetlerden ayrı tutmak ve sosyal girişimcilerin faaliyet gösterdiği sınırları belirlemek gerekir. (Bu sınır hala belirsiz) 

Bazı akademisyenler, terimin bağışlardan veya hibelerden elde edilen gelirden ziyade esas olarak kazanılmış gelire (doğrudan ödeme yapan tüketicilerden elde edilen gelir anlamına gelir) dayanan kuruluşların kurucuları ile sınırlandırılmasını savundular.

Diğerleri bunu kamu yetkilileri için sözleşmeli işleri içerecek şekilde genişletmişken, diğerleri hibe ve bağışları kapsamaktadır.

Modern toplumda sosyal girişimcilik, toplumun elde edebileceği faydalara odaklanan özgecil (kendini değil etrafındakileri düşünen, dünyanın iyiliğini kendi menfaatinin önüne çıkaran kişi  fedakar.İ.V.)  bir girişimcilik biçimi sunar.

Sosyal girişimciler, acil sosyal sorunları fark ederler, ancak aynı zamanda disiplinleri, alanları ve teorileri kesişen bir konunun daha geniş bağlamını anlamaya çalışırlar. Bir konunun toplumla nasıl ilişkili olduğuna dair daha geniş bir anlayış kazanmak, sosyal girişimcilerin yenilikçi çözümler geliştirmesine ve daha büyük küresel toplumu etkilemek için mevcut kaynakları seferber etmesine izin verir. 

Geleneksel kurumsal işletmelerden farklı olarak, sosyal girişimcilik girişimleri, kar kazançlarını en üst düzeye çıkarmaktan ziyade, toplumsal memnuniyetteki kazanımları en üst düzeye çıkarmaya odaklanır. 

Dünya çapında hem özel hem de kamu kurumları, yoksun toplulukları ve bireyleri güçlendirmek için milyar dolarlık girişimlerde bulundu. Devlet yardım kuruluşları veya özel şirketler gibi toplumdaki kuruluşlardan bu tür bir destek, daha geniş bir kitleye ulaşmak için yenilikçi fikirleri katalize edebilir.

Bill Drayton, yerel sosyal girişimcileri destekleyen bir organizasyon olan firmasını 1980 yılında kurdu. Drayton çalışanlarına dört özelliği aramalarını söyler: yaratıcılık, girişimcilik kalitesi, fikrin sosyal etkisi ve etik. 

Yaratıcılığın iki bölümü vardır: hedef belirleme ve problem çözme. Sosyal girişimciler, ne olmak istediklerine ve bu vizyonun nasıl gerçekleştirileceğine dair bir vizyona sahip olacak kadar yaratıcıdır.

John Elkington ve Pamela Hartigan, The Power of Unreasonable People (Mantıksız İnsanların Gücü) adlı kitaplarında, sosyal girişimcilerin kendi ifadesiyle neden mantıksız olduklarını açıklıyorlar. Bu erkek ve kadınların, başkalarının kar beklemeyeceği sosyal çıktıda kar aradıklarını iddia ediyorlar. 

Girişimcilik kalitesi, yaratıcılıktan kaynaklanır. Girişimcilerin sadece uygulamaları gereken bir fikri yoktur, bunu nasıl uygulayacaklarını da bilirler ve uygulama vizyonun da gerçekçidirler. 

Sosyal etki, fikrin ilk kurucu gittikten sonra değişime neden olup olmayacağını ölçer. Bir fikrin özünde bir değeri varsa, bir kez uygulandığında, ilk girişimcinin karizmatik liderliği olmadan bile değişime neden olacaktır.

Bu girişimcilerin mantıksız olmasının bir nedeni, üstlendikleri görev için vasıfsız olmalarıdır. 

Çoğu girişimci, fikirlerini uygulamak için gereken becerileri incelememiştir. 

Zorluklar 

Sosyal girişimcilik dünyası nispeten yeni olduğu için, bu alana girenlerin karşılaştığı birçok zorluk var. 

  • Birincisi, sosyal girişimciler gelecekteki sorunları tahmin etmeye, ele almaya ve yaratıcı bir şekilde yanıt vermeye çalışıyor.
  • Mevcut piyasa eksikliklerini ele alan çoğu iş girişimcisinin aksine, sosyal girişimciler aşırı nüfus, sürdürülemez enerji kaynakları, gıda kıtlığı gibi varsayımsal, görülmeyen veya genellikle daha az araştırılan sorunları ele alır. 
  • Yatırımcılar riskli girişimleri desteklemeye çok daha az istekli olduklarından, yalnızca potansiyel çözümler üzerinde başarılı sosyal işletmeler kurmak neredeyse imkansız olabilir.
  • Hevesli yatırımcıların olmaması sosyal girişimcilikte ikinci soruna yol açar: ücret açığı. Elkington ve Hartigan, “ticari ve sosyal girişimler arasındaki maaş farkı … odadaki fil olarak kalmaya devam ediyor ve [sosyal girişimlerin] uzun vadeli başarı ve yaşayabilirliği elde etme kapasitesini kısıtlıyor.”  
  • Sosyal girişimcilere ve onların çalışanlarına, özellikle girişimlerinin başlangıcında, genellikle küçük veya hiç olmayan maaşlar verilir. Bu nedenle, işletmeleri nitelikli ve kararlı çalışanlar elde etmek için mücadele ediyor. Sosyal girişimciler dünyanın en acil sorunlarıyla uğraşıyor olsalar da, hizmet etmeye çalıştıkları toplumdan gelen şüphecilik ve cimrilikle de yüzleşmek zorundadırlar. 
  • Sosyal girişimcilerin genellikle başarısız olmasının bir başka nedeni de, genellikle en az ödeme yapabilenlere yardım sunmalarıdır. 
  • Kapitalizm, mallar ve hizmetler için sermayenin (en açık olanı, para) değiş tokuşu üzerine kurulmuştur. Bununla birlikte, sosyal girişimciler, kuruluşlarını sürdürülebilir kılmak için standart sermaye değişimine dayanmayan yeni iş modelleri bulmalıdır. 
  •  Bu kendi kendine sürdürülebilirlik, sosyal işletmeleri neredeyse tamamen bağışlara ve dış fonlara dayanan hayır kurumlarından ayıran şeydir. 

Sonuç :

Yenilikçi iken sosyal girişimcilerle yürütülen birçok girişim, sonuçta dallanıp bir bütün olarak daha geniş topluma (küçük bir topluluk veya insan grubuna karşı) ulaşabilen sürdürülebilir ve etkili girişimler olma konusunda sorunlar yaşadı. 

Genellikle geniş kitlelere ulaşmayan veya daha geniş topluluklara yardımcı olmayan sosyal girişimlerde uzlaşmalar geliştirildi. 

Sosyal girişimcilik kavramı 2000’lerde popüler hale geldiğinden, bazı savunucular, bu girişimlerin dünya çapında etkisini artırmak için sosyal çabaları ölçeklendirmede sürecin bir miktar standardizasyonu olması gerektiğini öne sürüyorlar.

Dünyanın dört bir yanındaki politika yapıcıların bu projelerin sürdürülebilirliğini , etkililiğini ve verimliliğini artırmak için sosyal girişimler hakkında daha fazla bilgi edinmesi gerekebilir . 

Özel şirketler ve devlet kurumları arasındaki katılım ve işbirliği, sosyal girişimcilik girişimlerinin gerçekleştirilmesi için daha fazla destek, her iki uçta daha fazla hesap verebilirlik ve muhtaç topluluklar, bireyler veya kurumlarla daha fazla bağlantı sağlar. 

Örneğin, özel kuruluşlar veya kar amacı gütmeyen kuruluşlar ,topluluklardaki işsizlik sorunlarını ele almıştır. 

Bir zorluk, bazı durumlarda sosyal girişimcilerin yalnızca kısa vadeli çözümler önerebilmeleri veya yardım alan kişilerin sayısını en üst düzeye çıkarmak için sanal, çevrimiçi organizasyonlarını daha büyük ölçüde büyütememeleridir. 

Hükümet programları büyük sorunları çözebilir; ancak, hükümetler ve sosyal girişimciler arasında sosyal girişimciliğin etkililiğini kısıtlamış olabilecek çok az işbirliği vardır. 

Bu sektörler arası işbirliği eksikliği, sosyal girişimlerin ve politika oluşturma ve programlarda yer alanların güdüleri ve hedefleri uyumlu değilse, durgunluğa yol açabilir. 

Politika oluşturma ve hükümet programlarının sunumunun geliştirilmesinde olanlar, sosyal girişimcilerden farklı önceliklere sahip olma eğilimindedir, bu da sosyal girişimlerin yavaş büyümesine ve genişlemesine neden olur.

Sosyal girişimcilik 2000’li yıllarda ivme kazanmaya başladığından beri, mevcut sosyal girişimciler sosyal savunucuları ve aktivistleri yenilikçi sosyal girişimciler haline gelmeye teşvik ediyor. 

Sosyal girişimciliğin kapsamını ve ölçeğini artırmak, verimli, sürdürülebilir ve etkili bir girişim olasılığını artırabilir; aynı zamanda sosyal girişimciliği daha zor hale getirebilir. 

Artan katılım, politika yapıcıların ve özel sektöre ait şirketlerin sosyal girişimcilik girişimlerine daha fazla dikkat çekiyor. 

Şirketlerin ve hükümetlerin artan katılımı, politika değişikliklerine ve eğitim programlarının ve liderliğin geliştirilmesine yol açabileceğinden, sosyal girişimciliği güçlendirmeye yardımcı olabilir.

Bir zamanlar batı eski teknolojilerini bizim gibi ülkelere pazarlayarak kar ediyorlardı.

Bilgi çağında bunu yapamadıkları için deneyip hala fikir birliğine varılmamış fikirlerle girmeye çalışıyorlar.

Ne yazık ki sürekli yazılarımda paylaştığım siyaset ve yöneticilerin bilimsel yaklaşımdan ne kadar uzak olduklarını örneklemek gerçekten çok acı.

Özellikle topluma “Hayatta en hakiki mürşit, ilimdir, fendir”şiarını topluma aşılamaya çalışan Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu partinin yöneticilerinin bu bilimsel yaklaşımdan uzak olması ülkem adına büyük bir handikap.

Bu yöneticilere sorsanız “Sosyal Girişimcilik” nedir diye bilimsel yanıt verebilirlerse tüm yazdıklarımı geri alıyor ve okurlarımdan özür dilemeye hazır olduğumu belirtmek istiyorum.

Dahada ileri gidilebilir ama gitmeyeceğim çünkü siyasete girer ki bunu da daha önceki yazılarımda belirtmiştim siyaset yazmayı sevmediğimi.

İlhan Vardar

Kaynak : Wikipedia ; Society Staple


0 yorum

Bir cevap yazın

Avatar placeholder

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

RSS
Follow by Email
Instagram